how to get away with murder - dizi incelemesi

Shonda Rhimes diyorum ve arkama yaslanıp izliyorum. Kendisi çok ünlü bir yapımcı aynı zamanda Shondaland yapım şirketinin sahibi olur. Onu ilk kez Grey's Anatomy ile tanıdım. Tam 14 yıldır sıkılmadan izlediğim tek dizi. Ha dizide iniş çıkışlar yok mu? var! ama bu tamamen başka bir yazının konusu olduğundan detaya girmeyeceğim. 

Yiğidi öldür hakkını yeme demişler; Shonda Rhimes da öyle evet bazen aşırılıklara kaçsa da kadının belli bir standardı var. Çok ufak birkaç örnek vereyim yaptığı işlere: Grey's Anatomy, Scandal, Private Practice, How To Get Away With Murder. 

Dediğim gibi belirli bir standardı var Shonda Rhimes'ın; drama seviyorsanız onun tarzını da seversiniz. Fakat uyarayım onun yapımlarında bol bol seks sahneleri hatta homoseksüel ilişkileri açık açık görmeniz mümkün. Eğer bu tür ilişkilerden rahatsız oluyorsanız veya homofobikseniz uzak durun. Benim Scandal'dan bir yerden sonra çok sıkılma sebeplerimden biri bu seks sahneleriydi. Konu akmıyor ama sürekli bu sahnelerle ilerliyordu. Çok bunaldım ve ara verdim (birdaha başlamadı :)) ) 


Gelelim How To Get Away With Murder'a (yazarken yoruldum bunden sonra HTGAWM olarak kısaltacağım ki o bile uzun :) ) Önce dizinin künyesini paylaşayım:



How To Get Away With Murder
Süre: 43 dk
Türü: suç, dram, gizem
Yılı: 2014 - 
Yapımı: ABD
İmdb puanı: 8,2 

Aslında ilk bakıldığında suç-dram çok sevdiğim bir tür değil fakat burada konunun işlenişi ve sürükleyiciliği devreye giriyor. Dizi başından beri her sezon aslında aynı şekilde işliyor konuyu. (belki de çizgisini hiç bozmadı diyebiliriz) Yani önce bir son izliyorsunuz; bir olay oluyor -cinayet- sonra bütün sezon boyunca o sona giden olayları adım adım izliyorsunuz. Başrolde Viola Davis, Annalise Keating karakterini canlandırıyor ki tam manasıyla bir Queen (gerçi ilerleyen zamanlarda Kraliçenin düşüşünü de izliyorsunuz ama Kraliçeliğinden bir şey kaybettiğini düşünmüyorum). Kendisi Middleton Law School'da Profesör ve aynı zamanda avukatlık yapıyor. Dersin teoriden ziyade pratikle öğrenildiğini savunduğundan her dönem başında yanında çalışmak üzere 4 öğrenci seçiyor. Bu da öğrenciler arasında bol bol rekabete sebep oluyor. 

Dizilerde izleyebilmem için en az bir karakteri benimsemem gerekiyor. Eğer benimseyemezsem ya izleyemiyorum ya da sevmeye sevmeye izliyorum. HTGAWM'da Annalise Keating'ten sonra Frank'in (Charlie Weber) hastasıyım. Adamı hayran hayran izlerken bir de girip instagram hesabına bakayım demesem iyiydi. Gerçek hayattaki halini görünce az da olsa bir soğuma geldi :( Sanırım bazı insanları videoda izlemek çok daha farklı oluyor, fotoğraflardan aynı elektriği alamayabiliyorsunuz. Dizide de Laurel yerine Michaela ile falan birlikte olsa aslında çok daha farklı olabilir diye düşünüyorum... Ayrıca Orange Is The New Black izleyenler bilin bakalım hangi tanıdık yüzle karşılaşacaklar? Matt McGorry! Yani Asher. Bu çocuğa hep böyle sümsük roller yazsalar da sevimliliğiyle izlettiriyor kendini. Dizideki karakterleri tek tek açıklamayayım da heyecanı kalsın :) fakat birinden çok nefret ediyorsanız o karakterin çok uzun ömürlü olmayacağını söyleyebilirim. 

Netice itibariyle severek izlediğim bir dizi; türünde belirtilen suç, dram ve gizemi tam manasıyla hissedebiliyorsunuz. Oldukça sürükleyici. Kalbimdeki puanı öyle 9 falan değil ama 8,2'nin de hakkını gayet güzel verdiğini düşünüyorum. Fakat öyle yemeğimi yerken tek gözümle de buna bakar izlerim diyorsanız biraz zor takip edersiniz. İzlerken dikkatinizi vermeniz gerekiyor, önemsemediğiniz dialoglardan önemli detaylar çıkabiliyor. 

O zaman bol dizili günler :) 

Bu arada hala takip etmiyorsanız dilifeful instagram hesabımı takip etmenizi öneririm. Yeni bir sürpriz orada sizleri bekliyor :) 

Yorumlar

Popüler Yayınlar