the greatest showman - film incelemesi

Şu an o kadar heyecanlıyım ki bir yandan filmin soundtrackini dinliyorum, bir yandan da cümlelerimi toparlamaya çalışıyorum. Evet geç izledim ama hala izlemeyen birsürü insan var, ben yazayım da belki bir teşvik olur onlar da izler. 



The Greatest Showman 
2017 Amerikan yapımı
Imdb puanı:7,9 (kalbimdeki puanı: 9) 
Süre: 1 saat 45 dakika
Türü: biyografi, drama, müzikal 



Hugh Jackman, Zac Efron, Rebecca Ferguson, Zendaya gibi isimleri içinde barındıran bir oyuncu kadrosuna sahip. Zaten sırf Hugh Jackman için izlenir. 
Türünün tüm unsurlarını içinde barındırıyor. Biyografi çok severim müzikal ise pek sevmem ama öyle bir içine alıyor ki film sizi müzikleriyle koreogfrafisiyle olan kusurları görmekten kaçınıp, modunuzu bozmak istemiyorsunuz. 
Filmin konusu aslında basit: Phineas Taylor Barnum'ın hayat hikayesi bir müzikal şeklinde anlatılıyor. Peki kimdir P.T. Barnum? Kendisi yokluk içerisinde büyüyen bir terzinin oğlu iken zekasıyla, hayal dünyasının genişliğiyle ve ta o yıllarda halkla ilişkileri çok iyi algılayıp çözümleyip bunu kazanç haline getirebilmiş bir insan. Şöyle ki Barnum; iyi veya kötü (bilhassa kötü) olan her şeyi kendine reklam yapabilmiş, kendini "dalavereciler prensi" olarak tanıtıp "Dünyanın en büyük dalaverecileri" isimli bir kitap yazıp şahsına söylenmiş bütün kötü sıfatları kazanç haline dönüştürmüş bir insan. 



Ne yapıyor da bu kadar eleştiriliyor derseniz; bir müze kuruyor ve içerisinde tuhaflıkları sergilemeye karar veriyor. Sonrasında bunu büyütüp tuhaflıkları olan insanları (ucube denilen) ve hayvanları sergileyip bunu bir şova dönüştürüyor. Tabii 1800'lü yıllardan bahsediyoruz. Yani insanlar bu tuhaflıkları görmekten imtina ediyorlar o zamanlarda. Ama Barnum öyle bir deha ki tarihte belki de halkla ilişkileri ve reklamcılığı ilk kez tam manasıyla kullanıyor, insanların algılarıyla oynayıp güzelce kandırıyor. Aslında kimseye yalan söylemiyor ya da kimseye iftira atmıyor yaptığı şey algı oyunları. Bu sayede de çok büyük bir servete ve üne kavuşuyor. "There is a sucker born every minute" Her dakika dünyaya bir enayi gelir! diyerek de olayı özetlemiş kendisi. 
Peki çalıştırdığı bu tuhaf insanları nasıl ikna ediyor derseniz; "insanlar size zaten gülüyorlar ya da dışlıyorlar, bırakın da size gülerlerken para ödesinler!" diyor ve etkili de oluyor. 
Tarihte reklam ve halkla ilişkileri efektif olarak kullanan ilk insanlardan olmakla birlikte bir ilke daha imza atıyor Barnum o da şov dünyası. Hayvanlı, kostümlü, müzikli gösterileri ve sirkleri ilk bulan ve uygulayan insan Barnum. Şovlarında da tuhaflıkları benimseyip onlara güzel bakabilmeyi gösteriyor. Çok dışlanıyor, neredeyse hiç yardım görmüyor ama tüm bunlara rağmen yükselişine engel olunamıyor. 

"Biz insanların ne kadar kolay kandırıldıklarını değil, kandırılmaya ne kadar meraklı olduklarını keşfettik." P.T. Barnum



Gelelim filmin işlenişine; yukarıda da belirttiğim gibi çok müzikal fanı değilimdir. Ama kendisi Glee'den sonra müzikal olarak izlediğim en harika yapım. Aslında konu olarak da benzerlikleri var ucube olanların ya da ezik olanların bir şekilde kazanması. Kalkıp dans edesiniz geliyor izlerken ya da siz de şarkıya katılmak istiyorsunuz. Müzik seçimleri ve koreografiler müthiş. Kusurları tabii ki var ama ben bu kusurların bazı kısımların hızlı anlatılmaya ve bir filme sığdırılmaya çalışılmasından kaynaklandığı için oluştuğunu düşünüyorum. Keşke en az bir iki sezonluk film şeklinde anlatılsaydı. Böylece biz de müziğe ve görsel bir şölene doyardık aynı zamanda da eksik kısımlar kalmazdı. 

Aslında bu film sinemada izlenmeli bir şov izler gibi ama artık vizyonda bulamayacağınızdan ev ortamında işi gücü bırakın bütün dikkatinizi filme verin. Sizi çok mutlu edeceğine eminim. 

Müzikal aslında ama sürekli bir müzikal içinde geçmiyor. Yani az bile müzikal kısımları. Hugh Jackman tek kelimeyle MUH-TE-ŞEM!!!! 
Zendaya'nın trapez sahnelerinde dublör kullanmadığını ve bu sahneler için çok çalıştığını biliyor muydunuz? 
Yine bir diğer bilgi filmdeki siyam ikizlerinin Tayland'daki Siyam şehrinden çıkıp "siyam ikizi" kavramının da ilk kez bu şekilde ortaya çıktığını biliyor muydunuz? 

Daha birçok şey anlatabilirim ama burada kesmek istiyorum ki izlemeyenler zevkle izleyebilsinler. 

"The noblest art is that of making others happy!"  P.T. Barnum

İyi seyirler

Yorumlar

Popüler Yayınlar