wild wild country - belgesel/dizi incelemesi

Merhabalar; uzun zamandır vakitsizlikten yazmak istediklerimi yazamadığımdan, bugün artık oturayım da yazayım dedim. Aslında tek bir yazıda dört yapımı birden aktarmayı planlarken yapımlardan biri ile ilgili ipin ucunu kaçırdım, yazdım da yazdım. İki tanesi zaten birbiriyle ilgiliydi onları birarada yazacağım yine, ancak dördüncüye ne yapacağıma halen karar veremedim 😁 Neyse bu yazının konusuna dönelim.



Wild Wild Country
Yılı: 2018 
Yapımı: Amerikan yapımı bir Netflix dizisi
Imdb puanı: 8,4
Türü: belgesel, suç
Süre: 1 saat 5 dakika

Ben dizi sevmem belgesel, gerçek yaşanmış olay ya da biyografi tarzı yapımları severim diyenler için harika bir yapım. Konusu; Osho ve takipçilerinin Hindistanda başlayıp Oregon'a taşınan yolculuğunu, sonrasında yaşananları, yapılan yolsuzlukları, dönen paraları ve yasal boşluklardan nasıl yararlandıklarını anlatıyor. Yapımın en güzel yanı tek taraflı değil, konusu geçen her kesime yer verilmiş ve kendilerini anlatma imkanı sunulmuş olması. Dolayısıyla objektif diyebiliriz. 

Gelelim sürecin nasıl başladığına. Asıl ismi Rajneesh olan, sonra Tanrı anlamına gelen Bhagwan ismi ile anılıp son olarak da Osho denilen kimse (kimilerine göre ruhani lider, kimilerine göre ise kalpazan) kendi ülkesinde sıkıntılar yaşamaya başlayınca oradan ayrılmaya karar veriyor. Sekreteri, yardımcısı ve tarikatında kendisinden bile fazla ön planda olan isim Sheela'nın ayarlamaları ile Amerika Oregon'da parayı bastırıp çok ciddi bir toprak, ev, vb alıyor. Devasa bir çiftlik kuruyor. 



Bunun öncesinde Oregon sakin sessiz bir emekli yeri iken birdenbire çok kalabalık ve ne olduğunu anlayamadıkları bir inanışı benimseyen insanlarla dolup taşıyor. Bölge halkı haliyle rahatsız oluyor. Olaylar giderek büyüyor silahlanma yarışına dönüşüyor. 
Burada dikkat çekici olan Rajneesh'lerin gittikleri yere uyum sağlama gibi bir dertlerinin olmamasıyla birlikte agresif, teşhirci, küstah, provokatif bir tutum içerisinde olmaları. Yani aslında çevreye uyum sağlayıp dikkat çekmeye çalışmasalardı belki hala o bölgede yaşıyor olup hatta daha da büyümüş olabilirlerdi. 
Olayın en ilginç karakteri sanılanın aksine Osho değil Sheela. Zira Osho; ilk yıllarındaki toplantıları, aktarımları bir kenara bırakıp kendince inzivaya çekiliyor. Müritleri kendisiyle Sheela vasıtasıyla iletişim kuruyor (ya da kurmuyor). Paraya verdiği anlam giderek artıyor. (20 tane Rolls Royce'u olan bir ruhani lider düşünün!) Sheela ise oldukça saldırgan bir tutumla topluluğun propogandasını yapıyor. Televizyon programlarına çıkıp enteresan çıkışlar yaparak ilgi çekmeye çalışıyor ve açık açık reklamın iyisi kötüsü olmaz diyor. 



Olay bir yerden sonra tamamen sahip olma tutkusuna dönüşüp aydınlanmadan çıkıyor. (ya da belki hep öyleydi)
Osho'ya gelecek olursak; daha önce ben de kendisinin kitaplarını okudum; derin ve etkili bir anlatımı olduğu doğru. Ancak ne oldu da bu hale geldi derseniz; dört seçenek olduğunu düşünüyorum. Birincisi kitaplarındaki gibi biri değildi zaten her şey bir oyundan ibaretti. İkincisi para hırsından ve kazandıkça daha fazlasını istediğinden önceki yıllardaki veriminin aksine gözü artık hiçbir şeyi görmez oldu. Üçüncüsü bir yerden sonra uyuşturucu ve madde kullanımına başladı ve karar alma sistemi işlevsiz hale geldi. Dördüncüsü yaşlılıktan ve bunamadan akli dengesini yitirdi. 



Sheela ve bazı ona yakın kimseler (onlara da ne kadar güvenilir bilemem ama) Osho'ya sonradan yaklaşan kişilerin uyuşturucu verdiğini söylüyorlar. Bana kalırsa hepsi de olmuş olabilir. Kendisini öyle ya da böyle buralara getirmiş olan Sheela yanından ayrıldıktan sonra iğrenç bir erkek olarak "ben o sekreterle cinsel ilişkiye girmedim o yüzden böyle oldu ehe ehe" tarzı kendi ağzıyla açıklama yapması kesinlikle affedilemez diye düşünüyorum. Her ne kadar çağının ötesinde de olsa, zeki, etkileyici, karizmatik, devrimci (bunların hepsi kişiden kişiye değişen kavramlar onu da unutmamak lazım) de olsa; siz ister delirdi deyin, ister akli dengesini yitirdi, ister uyuşturucu etkisinde... o adam artık ne dese boş benim için. 

Bana enteresan gelen bir diğer konu (belki biraz sığ bir eleştiri olacak ama) insanlar işlerini, ailelerini, çoluk çocuklarını bırakıp bu adama hizmete adıyorlar kendilerini. Ama adam aylarca yıllarca topluluk konuşmalarına dahi çıkmıyor. Peki aydınlanma bunun neresinde? Aydınlanma için bir lidere ihtiyaç varsa o lider ortada yokken bu nasıl gerçekleşiyor. 7-24 temizlik, yemek, cinsellik vs yaşanarak mı oluyor bu aydınlanma. 
Ya da onun felsefesine göre evlilik kötü ve gereksiz iken evliliği yaptıkları şeyleri legalize etmede kullanmak nasıl oluyor da makbul olabiliyor. 
Bu kadar saçma şey olup biterken tabii ki doğru söylediği şeyler hiç yok mu var. Kitaplarında da çok güzel anlatıyor bireysel devrimi, geleneksel din kavramına neden karşı olduğunu ama yaşamının bu kadar başka anlattıklarının bu kadar başka olması insanı ister istemez soğutuyor. (Hocanın dediğini yap yaptığını yapma hesabı) 

Netice itibariyle çok güzel bir yapım herkes izlemeli. Her toplumun kendinde bir şeyler bulabileceği ve hayatı sorgulayabileceği, akıcı ve yıllarca üzerinde çalışılıp kurgulanarak hazırlanmış dizilere veya filmlere taş çıkartır nitelikte. 

Yorumlar

  1. Paylaşım için teşekkürler. Dekorasyon için izleyip yorumladığım program size de ilham kaynağı olabilir.

    https://forestofnoreturn.blogspot.com/2018/08/stay-here-karli-donusumler-mekanlarinda.html

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar