Grace and Frankie ve Pose dizi incelemesi

Bugün sizlere efsane iki yapımdan bahsedeceğim. İlginç bir şekilde (aslında sebebi belli) ikisi de çok bilinmiyor. O yüzden yargılamadan güzelce okumanızı ve mümkünse her ikisine de bir şans vermenizi tavsiye ederim. 

Bilenler bilir; en sevdiğim şey, güzel bilim kurgu izlemek olsa da; iki hologramlı, led ışıklı, bilinç aktarımlı, beden değiştirmeli ucuz mantalitede her şeyin bilim kurgu sayılıp, önümüze servis edilmesinden aşırı sıkıldığım için arada farklı arayışlara giriyorum. Yine böyle bir gün Netflix'te farklı bir şeyler ararken rastladım bu iki diziye de. 

Öncelikle Grace and Frankie ile başlayalım.



Grace And Frankie

2015 yapımı. Şu ana kadar 5 sezonu geride bıraktı. 6. sezonu 2020'de. (2020 deyince size de çok uzak bir zaman gibi geliyor mu? 😟)
Süre: 30 dk
Imdb puanı: 8,3
Oyuncular: Jane Fonda ve Lily Tomlin başrollerinde. Aynı zamanda Sam Waterston ve Martin Sheen gibi efsaneleri de kadrosunda barındırıyor. 
Mekanlar: Dizi Los Angeles, California'da çekiliyor. Sırf mekanlar ve okyanus manzarası için bile seyredilebilir. 
Dizinin yapımcısı ve senaristi Marta Kaufman. Kendisi Friends'in de yapımcısı idi. Oradan yola çıkarak bu dizinin de ne kadar başarılı olabileceğini tahmin ediyorsunuzdur sanırım.
Türü: Komedi



Gelelim dizinin konusuna; Grace ve Frankie, birbirlerinden pek hoşlanmayan, eşleri yıllardır ortak olan yaşlı iki kadın. (yaşlı dediğime bakmayın birçoğumuzdan daha iyi durumdalar 🙈) Bir gün akşam yemeğinde biraraya geliyorlar ve eşleri birbirlerine aşık olduklarını, bu yaştan sonra daha fazla saklamanın bir anlamı olmadığını onları terk edip evlenmeye karar verdiklerini söylüyorlar. Daha sonrasında olaylar G&F ikilisini çok farklı bir boyuta taşıyıp birbirlerinin hayata tutunma sebebi haline getiriyor. 

Çok absürd bir konu gibi geldi değil mi? Peki niye öyle düşünüyorsunuz? Gaylik kısmı hariç bizde de çok sık yaşanan bir durum aslında. Hatta çok daha çirkinlerini de duyuyoruz yıllarca çocuğu olup saklayanlar mı istersiniz, iki evi birarada yürüten mi. Karısının elinde avucunda ne varsa alıp onu sokağa atma noktasına gelen mi... Burada sosyal mesaj verecek değilim fakat şunu söyleyeyim dizide olay çok daha medeni bir düzeyde gerçekleşiyor. Dolayısıyla o duygusallığı ve mücadele etme gücünü çok daha yoğun hissediyorsunuz. 
Öyle ki; 70 kusür yaşında kadınların, hayata nasıl sımsıkı bağlı olup da sıfırdan bir iş kurmaya çalıştıklarını görünce ya da ehliyetlerini kaybetmemek için verdikleri mücadelede insan kendinden utanmıyor değil. 

Çok kaliteli bir komedi. (Bunun gibi çok kaliteli diğer bir yapım da Modern Family var ilk aklıma gelen.) Aynı zamanda çok iyi bir oyuncu kadrosu var. Sırf Jane Fonda için dahi izlenir. Fakat Lily Tomlin de çok çok iyi. Çoğunlukla kendimi Frankie'ye yakın gibi hissetsem de sanırım yaşım ilerledikçe Grace'e daha yakın oluyorum. 
Dizi başlı başına; sürekli genç nesili ön planda tutup, onlara yönelik pazarlama yapan sektörü eleştirmek adına bile yapılmış olabilir. Oldukça sürükleyici ve içinizi ısıtıyor. Bu arada çok kritik bir noktada sezon finali yaptı. Önümüzdeki yıla kadar nasıl bekleyeceğim bilemiyorum. (işte bu yüzden bitmiş dizileri daha çok seviyorum 😟)

Bu dizide bir diğer dikkat çeken unsur; birçok yapımda eşcinseller sanki sürekli çılgın ve tuhaf davranışlar sergileyen bireylermiş gibi anlatılsa da aslında onların da gayet sıradan hayatlarının olduğu ya da olabileceği. 
Ama benim için ön planda olan Grace ve Frankie'nin hayata bağlılıkları ve asla hiçbir şeyi boşvermeyip sonuna kadar mücadele edişleri. 

Gelelim diğer efsane yapım Pose'a;



Pose

2018 yapım. Şu ana kadar 8 bölüm çekildi. Yeni sezonu 3 Haziran 2019'da. (tabii ki LGBT'liler için özel olarak seçilmiş bu tarih)
Süre:1 saat
Imdb puanı: 8,5
Oyuncular: Mj Rodriguez, Evan Peters, Billy Porter gibi çok iyi bir kadrosu var. Aynı zamanda herhangi bir Amerikan TV yapımında, içinde en fazla transseksüel barındıran dizi olarak TV tarihine geçti bile. 

Pose'un; daha önce yazısını yazdığım American Crime Story ya da American Horror Story gibi ödüllü dizilerle de tanınan Ryan Murphy'nin yapımı olduğunu söylersem sanırım ne kadar başarılı olabileceğini az çok tahmin edersiniz. 

Ayrıca çok önemli bir nokta; dizi size çok sıradışı gelebilir ancak American Horror Story'nin 7. sezonunda Amerikan Başkanlık seçimleri konu alınırken; Pose'da ise Trump'ın başkanlığına kadar uzanan lüks ve zenginlik merakının nasıl popüler hale geldiği de farklı bir açıdan anlatılıyor. Böylece sanki konu olarak çok bağımsız gibi görünen iki yapımın aslında birbiriyle nasıl bağlantı içerisinde olduğunu görebilirsiniz. 

Daha önce bu diziyle ilgili araştırma yapayım dediğimde karşıma o kadar abuk subuk yazılar çıktı ki sanki başka bir yapımı anlatıyorlardı. Yani umarım öyledir çünki tamamen kafadan atmışlar demek istemiyorum. Bir dizinin konusu bellidir neticede onu bile yanlış yazmayı nasıl başarıyorlar anlayamadım ama neyse.



Dizi 80'lerde geçiyor. O dönemde farklı ırktan, farklı cinsel yönelimlere sahip kişilerin uğradıkları her türlü ayrımcılığı konu alırken hayata nasıl tutunduklarını bir yandan da kendi özel yaşamlarında nasıl bir hayat sürdürdüklerini ve nasıl birbirlerine bağlı olduklarını, birbirleri için yaptıkları fedakarlıkları anlatıyor. Ayrıca başka hiçbir yerde hoş karşılanmayan insanların biraraya gelmesiyle oluşan "balo" kültürünü gözler önüne seriyor. 
Çok renkli, çok duygusal, retro bir yapım. Aynı zamanda müzikal diyemesek de birçok müzikal unsurları içerisinde barındırıyor. Kostümler, makyajlar, danslar on numara beş yıldız. 

Ayrıca anneliğin doğurmakla bitmediğini ya da doğurunca bile anne olunamayacağını, anneliğin çok farklı bir şey olduğunu çok güzel bir şekilde anlatıyor. (Annelik eleştirilerine girmeyeyim o tamamen başka bir yazının konusu) 

Bu diziyi izleyince günümüzde ne kadar üretkenliğin minimale indiğini elimizde bıt bıt telefonlarla oynamaktan hayatımızı yaşayamadığımızı daha iyi anlıyoruz. Öyle ki küçük çocukların birçoğunda gerçeklik algısı bile yavaş yavaş yok oluyor. Evet hayat yıpratıcı ama ne zaman bal börekmiş ki? Bahaneler bulmayıp akıştan kafamızı kaldırmamız gerekiyor. 
Sosyal mesajımı da verdiğime göre iyi seyirler diliyorum. Umarım severek izlersiniz. 

Beni instagram sayfam dilifeful
ve youtube kanalım Di's Lifeful Page den takip ederseniz size özel ufak sürprizlerimi kaçırmamış olursunuz. Sevgiler 😊

Yorumlar

Popüler Yayınlar